Genel cerrahide özellikle de proktolojide yani anal bölge hastalıkları (fistül, hemoroid gibi) ve kıl dönmesi ameliyatında lazer kullanımı gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Lazer kullanımı ile özellikle kıl dönmesi için çok daha basit, daha az ağrılı ve hızlı iyileşmeye olanak veren ameliyat seçenekleri ortaya çıkmıştır. 

İnce, tığ şeklinde bir kamera kullanılarak kıl dönmesi olan boşluklara girilmekte, kıllar temizlenmekte ve sonrasında kıllara reaksiyon olarak oluşan doku ısı etkisi ile ortadan kaldırılmaktadır. Klasik yöntemden farkı büyük yaralar oluşmaması, iyileşmenin daha hızlı ve daha ağrısız olmasıdır. Eğer kıllara reaksiyon olarak ortaya çıkan dokuyu konvansiyonel cihazlarla ablate ederseniz (ısı etkisi ile ortadan kaldırma) sağlam doku da bu ısıdan etkilenir ve her ne kadar eski yöntemlerle yapılan ameliyatlar kadar olmasa da yine ağrı olur, iyileşme olumsuz etkilenir. Ancak lazer aynı işi yapsa da ısının derecesini ve yayılma mesafesini tamamen kontrol altında tutmayı mümkün kılar. Böylece sağlam dokularda oluşabilecek istenmeyen ısı hasarı neredeyse sıfıra yakın olur. Bu da ameliyat sonrası ağrının en aza inmesine ve daha hızlı iyileşmeye olanak tanır. Ancak burada kritik nokta lazer uygulaması öncesi kılların çok iyi temizlenmesidir. Ayrıca bu yöntem sonrası kıl dönmesi tekrar etse bile lazer yöntemi rahatlıkla bir kez daha kullanılabilir ya da ameliyatsız, fenol uygulaması gibi yöntemlerin başarı ile uygulanmasına imkan sağlar.

Lazerin tedavi yöntemi olarak tercih edildiği bir diğer yöntem fistül tedavisidir. Ancak fistül tedavisinde mucize yaratmaz, hatta başarı oranları klasik yöntemlerden daha düşüktür. Fistül tedavisinde en önemli fark yaratan olay cerrahın bu alandaki bilgisi ve tecrübesidir. 

Anal fistül tedavisi her haliyle zordur, hele ki cerrahın bu konuda yeteri tecrübesi yoksa daha da zor hale gelir. Teknolojik aletler tecrübenin yerini ALAMAZ!

Anal fissür (çatlak) tedavisinde ise LAZERİN HİÇ BİR YERİ YOKTUR!